Aşk cesaret ister, gölge değil

AŞK CESARET İSTER, GÖLGE DEĞİL

Sinan Akçıl… Yıllardır şarkılarıyla değil, ilişkileriyle gündemde kalmayı başarmış bir isim.

Ece Erken ise bu ülkenin tanıdığı, bildiği, kimi zaman eleştirdiği ama çoğu zaman saygı duyduğu, ayakta durmayı bilen bir kadın. Geçtiğimiz günlerde el ele havaalanında görüntülendiklerinde hepimiz şaşırdık. Elbette bunun en büyük sebebi, bir zamanlar Ece’nin sana “Eniştem” diye sarıldığı o meşhur videonun hâlâ hafızalarda taptaze olmasıydı.
Ama ne yaptı Ece? “Bırakın da mutlu olayım” diyerek, bütün geçmişin yükünü göğsüne bastı. Adı her şeye karışmış, sosyal medyanın linç kültürüne kurban edilmiş bir kadın olarak dimdik durdu. Seni savundu. O çok dalga geçilen “enişte” sözünün altına cesaretle imzasını attı.
Peki ya sen?
Sen, dedikodu cesaret istemez diyorsun…
Haklısın. Ama aşk, dedikodudan çok daha fazlasını ister. Yürek ister, duruş ister, omuz omuza yürümeyi ister. Aşk, elini tutabildiğin kadının arkasında dimdik durmayı gerektirir. Sen bunu hiçbir zaman beceremedin. Ne Ece’de, ne ondan öncekilerde. Kaçamak yaşadığın tüm ilişkilerde duvar olman gereken yerde gölge oldun.
Herkesin dillerine doladığı “enişte muhabbetini” Ece omuzladı. Sosyal medyanın fırtınasına karşı tek başına dimdik durdu. Oysa sen, yanında olduğuna inandığın kadının arkasında bir gün bile duramadın.
Bir ilişkinin yükü sadece kadının sırtında mı olmalı? Erkek sadece başı sıkışınca mı konuşmalı?
İlişkiler; birlikte susmak, birlikte gülmek, birlikte savaşmak demektir. Ama senin savaşın hep kaçmakla başladı. Hep başkalarını suçlayarak, hep kendi içindeki korkulara yenilerek. Cesaret dedik ya hani... Aşk, o cesareti taşımayı bilmeyene ağır gelir. Sana da öyle geldi belli ki.
Bir kadının geçmişte söylediği bir sözle vurulmasını izlerken susmayı seçtin. Oysa Ece, senin için söylenen her cümleye göğsünü gere gere cevap verdi. Seni rezil etmeden, seni küçültmeden, seni incitmeden...
Ve unutma:
Geçmiş, kaçabileceğin bir şey değildir. Herkesin geçmişi vardır. Ama herkes geçmişine sahip çıkamaz.
Sen ise ne geçmişine ne bugününe sahip çıktın.
Ne yazık ki, Ece yine yalnız kaldı... Ama bu yalnızlık, onurlu bir duruşun yalnızlığıydı.
Senin yanında dimdik durmaya çalışan bir kadını, yine yalnız bıraktın.
Bugün o kadını kaybetmiş olabilirsin…
Ama asıl kayıp, bir kadının sana inancını kaybetmesidir.